7 Eylül 2011 Çarşamba

Ramazan ve Bobo

Blogun açılmasının ve son entrynin girilmesinin üzerinden neredeyse bir yıl geçmiş, blogun köşe bucağı toz toprak dolmuşken, inceden bir sonbahar temizliği yapmak ve biraz cam pencere açarak ortamı havalandırmak için post-ramazan döneminde ilk entryi giriyorum. 

Malum ağustos ayında tüm memlekette ramazan eda edildi, pahalı iftarlar protesto edildi, lüks - islam paradigması irdelendi vs. Bu bağlam bobonun ramazan tecrübesine de bir yer vermek gerekir diye düşünüyorum. Malum hepimizin bildiği gibi boboluk "-mış gibi" yapmaktır. Hafif (değil aslında buram buram) çakmalık vardır bu toprakların bobolarının üzerinde. Özellikle son yıllarda mevlevilik, sufilik, elif shafak etrafında dönen mistik islam anlayışından bu bobolardan ellerinden geldiğince nasiplenmişlerdir. Onlar da sanki islamın derinliklerine vakıf olmuş, bu soft - islamın içinde post-materyal bir tin bulmuş havası vermeyi pek severler. Kah galata mevlevihanesine gidip siyah beyaz derviş fotosu çekmek, kah çukurcumadan cami alemleri alıp evi dekore etmek, kah allah/muhammed veya arapça herhangi bişi lafızlı (en popüleri min-el aşk) bijuteri mamülü kullanmak/takmak ve tüm bunları çok rafine ve derinlikli bir yolun taşlarıymış gibi göstermeye bayılır türk bobosu. 

Bu sürecin en enteresan dönemi de hiç kuşkusuz ramazan dönemidir. Bu dönem tüm çakma doğu - batı sentezi donelerini ortaya serme, tüm soft-islam anlayışının ipuçlarını faş etme dönemidir. Yeri gelir sırf caka satmak için enderun teravisine gider ve osmanlı müziği ile ibadetin nasıl da yoğrulduğu etrafına anlatır (hatta biraz tarih bilgisi de varsa osmanlı - bizans müziği etkileşimini de ekler anlatısına sonra ver elini doğubatı sentezi), yeri gelir süleymaniye külliyesinde kitap okur oradaki güvercinleri filan resmeder, yeri gelir temalı iftarlara katılır gider orada bilmem nereli şefin hurmalı sorbesini kaşıklar antresinden sonra vs. Tüm bunları yaparken de o ramazan kültürüne olan sahte hayranlığını filan çok islamcı gözükmemek kaydıyla sosyal medya araçlarında diğer bobolarla paylaşır. Diğer bobolar bunları like eder filan.. 

Kültürlerin kaynaşması, multi-kulti anlayışı, hoşgörü kültürü cart curt her türlü pisliğe bulanmış tüm o birlikte yaşama retoriği bu ay boyunca bobonun dilinden düşmez. Ne de olsa o engin hoşgörüyü kendince içselleştirmiş, mistik islama göz kırpan, mesneviden filan apardığı mısraları sağa sola post eden bir modern zaman dervişi. Böyle mesajları etrafına verecek ki, hem girdiği bol şile bezli ortamlarda hem de quasi müslüman çevrelerinde de onu sevsinler. Malum, bobolar herkesle iyi olmayı, barışçıl bir portre çizmeyi severler. Yalancı isyanların, makul orta yolların adamlarıdır onlar..     

23 Eylül 2010 Perşembe

"Bobo's will invariably blog because they expect others to be interested in their thoughts, ideas and everyday life! " (says colin)

22 Eylül 2010 Çarşamba

Fotoğrafçılık

Her Bobo, halen faal olmasa da, fotoğrafçıdır. Gerçek Bobo ise analog fotoğrafçıdır. Günlükten Konsey üyelerinin her birinin en az iki klasik Leica sahibi olduğunu öğreniyoruz. Valde Tribuo’ya kadar Konsey Tapınak Genel Kurulu’nda en fazla gündeme gelen konuların analog/dijital tartışması ve fotoşop kullanımı olduğu da eriştiğimiz bilgiler arasında yer alıyor. Bu konuda yaygın bir rivayet ise her Tapınak üyesine deviantart Premium üyeliği verildiği yönünde. Şu ana kadar elimizdeki kaynaklardan bu konuda net bir bilgi edinemedik. Yine de deviantart’taki TC vatandaşı kullanıcı yoğunluğu bunun doğru olabileceğini gösteriyor.

Kedi - Bobo ilişkisi

Yaygın bir doğru bilinen yanlışa göre Büyük Bobo Tapınağı’nda yapılan giriş ayininde yeni Bobo’ya cins (tercihan siyam) bir kedi yavrusu verilir. Elimizdeki günlük bunun tamamen bir mitten ibaret olduğunu kanıtlıyor. Burada yazılanlara göre Bobo’nun hayatının her türlü gerçek muhteviyattan arınmış olması gerektiği için gerçek bir Bobo kediden uzak durur. Ancak, her fırsatta kedi sevgisini dile getirmekten çekinmez. Neden kedisi olmadığına ilişkin diğer Bobo wannabe’lerden gelecek soruları ise “Hayat tarzım müsaade etmiyor” veya buğulu gözlerle ufka bakarak “Küçükken bir kedimiz vardı, o öldükten sonra bir daha hayvan besleyemedim” gibi cevaplarla savuşturur. Gerçek bir Bobo ise böyle yüzeysel cevaplarla yetinmez. O “İnsanın doğa üzerindeki tahakkümüne” karşıtlığını belirtir. Buna rağmen hayvansever görüntü Bobo için gerçekten önemlidir ve iş kesinlikle şansa bırakılamaz. Özenli Bobo’ların çantalarında veya motosikletlerinin yüklüklerinde kedi maması taşıdığına rastlanmıştır.

Son yıllarda Bobo incelemeleri alanında ortaya çıkan bir azınlık ise Balat’ta konuşlandığı iddia edilen küçük bir Bobo grubunun kedi de değil köpek besledikleri ve köpeklerini iş dahil her yere kendileriyle birlikte götürdüğünü savunuyor. Her ne kadar ilgi çekici olsa da elimizde bu iddiayı desteklemek için yeterli veri bulunmuyor

21 Eylül 2010 Salı

Valde Tribuo

Evet değerli okurlar; elimize geçen gizemli günlüğün sırları çözüldükçe birbirinden ilginç bilgilere ulaşıyoruz. Örneğin, 2009 yılına kadar Cihangir'de faaliyet gösteren Büyük Bobo Tapınağı'nın o yıl Bobo'lar arasında oluşan büyük fikir ayrılığı sonucu bölündüğünü öğreniyoruz. Kayıtlara "büyük yarılma" veya orjinal Latince tabirle Valde Tribuo olarak geçen bu olayın Sigara Yasağı genelgesinin imzalandığı 19 Temmuz 2009 tarihine rastlaması aslında tesadüf değil.

Günlüğün sayfalarından İstanbul Bobo cemaatine uzun süredir iki gurup arasında oluşan bir hizip durumunun egemen olduğunu öğreniyoruz. Bu gruplardan bir tanesi organik beslenme ve sağlıklı yaşamı şiar edinirken, ikinci grup prensip olarak organik beslenmeye karşı durmazken tütün kullanımı konusunda taviz vermeyi reddediyor - hatta organik tütün kullanımını destekliyor.

İşte o melun tarihte bu iki grup arasındaki zıtlaşma zirve noktasına varıyor. 19 Temmuz günü Bobo cemaatinin sigara yasağı konusuda ortak tavır belirleme toplantısı sırasında tütün kullanımına karşı bobolardan biri J.S. Mill'den "harm principle"a dayandırdığı argümanıyla o sırada organik tütün saran Büyük Bobo Konseyi (BBK) üyelerinden birine saldırıyor. Buradan sonraki detaylar ise karışık. Günlüğün takip eden sayfaları kısmn yanmış olduğu için net bir bilgiye ulaşmak zor. Başka çeşitli kaynaklardan ulaştığımız bilgilere göre tütün tüketimi taraftarı BBK üyesi özgürlüğün mutlak ve bölünemez olduğunu sözyleyerek cevap veriyor. Yine bir başka rivayete göreyse tütün karşıtı Bobo'yu riyakarlıkla suçluyor.

Bu noktada detaylar net değil; ancak, bildiğimiz gerçek BBK üyesinden aldığı cevap karşısında sendeleyen çömez Bobo yanıbaşında sigara içen bir başka Bobo'nun üzerine devriliyor. Bu olayın doğruluğunu bilemiyoruz ama bildiğimiz tek gerçek o tarihte Cihangir'deki Büyük Tapınağın yanarak kül olduğu. Günlüğün sağlam sayfalarına göre Valde Tribuo neticesinde oluşan bölünme tütün yanlısı grubun Galata'da ikinci bir tapınak kurduğu, Cihangir'de kalan tütün karşıtı grubun ise yanan orijinal tapınağın yerine Van kahvaltıcısının karşısına yeni bir tapınak inşa ettiği yönünde. Öte yandan, Valde Tribuo sonucu üçüncü ve elit bir grubun bölünerek Balat'a göçtüğü de rivayet edilir. Ancak, günlükte böyle bire bilgiye henüz ulaşamadık.

Yazı dizimiz sürecek.

Somut Örnekleme Yöntemi ve Türk Bobosu

Bu blog içeriğinin sadece zihinsel bir düşünce egzersizi olarak kalmaması için somut örnekleme yöntemine sıkça başvurulacaktır. Örneğin aşağıdaki örnekleme gerçek bir olay olup, gücünü tezatlardan almaktadır.



Örneğin: Bir düşünce kuruluşunda çalışan 4 bobo, öğle yemeğini yemek üzere kafeteryaya inerler. Menü, yüzük çorbası, gordonbleu ve dilber dudağından oluşmaktadır. Organik yasemin aromalı demlenmiş yeşil çayını henüz bir saat önce içmiş olan bobo1, tepsideki yemeklerinin hepsini bitirememiş, gordonbleu'sunun bir kısmını "doggybag" (Şekil 1A) yaptırmıştır. Dortlu daha sonra, Kalyon'da kahve içmeye gider. Starbücks çok dolu oldugundan ve meşhur "koltuk" çoktan kapılmış olduğundan soluğu Illy'de alırlar. Cappuchino, machiatto caldo, espresso all'americana ve trendistanaooolallala içerler. Mekanda sadece 1 garson olmasından hareketle ortaya karisik biraz kapitalizm eleştirisi, yabancı stajyer kotasından yola çıkarak, "gavur"un (Şekil 1B) günlük dilde kullanımından ibaretle etnik köken ve -izm tartışmaları, sosyal gözlem kisvesi altında az ötede gördükleri Acur Ilıcalı'yı göz hapsine aldıktan sonra kuş adımlarla ofislerinin yolunu tutarlar...

Şekil 1A
Şekil 1B

Bobo olmak rafine bir iştir

Yakınlarda elimize geçen gizemli bir günlükten edindiğimiz bilgiler ışığında Bobo'ların ayırt edici özelliklerini sıralayan yeni yazı dizimiz başlamıştır:

Pseudo-intellectualism: Bobo kabına sığamaz. Her konuda söyleyecek bir çift sözü vardır. Amacı müthiş entellektüel kapasitesini tüm dünyaya göstermektir. Dolayısıyla içsel sağlaması iyi kötü yapılmış özgün görüşler yerine konuştuğu kişinin beğenisine hitap edecek değişken görüşlere sahiptir. Özgün görüş oluşturabilmek için konuya hakimiyet esas ve Bobo herhangi bir konuya tam olarak hakim olamayacak kadar sıkılgan olduğundan mümkünse özgün görüş ilizyonu yaratılmaya çalışılır. Bunun birincil yöntemi ise apartmadan geçer. O haftaki radikal iki fikir apartmak için son derece verimli bir mecradır. Daha kalifiye Bobo'lar ise new yorker veya salon.com gibi kaynakları zorlarlar. Cihangir'de üyeleri dışında kimsenin bilmediği bir yer altı kompleksinde yaşayan gerçek Bobo'lar ise özgünlük adına en başarılı yönteme sahiptir: Konuşulan/tartışılan kişinin görüşünü/sözünü apartıp yeniden paketleyerek geri sunmak. Bir Bobo eskaza bu mertebeye ulaştığında daha içine konyak gibi yayılan sıcaklık hissi bitmeden yanı başında bitiveren iki son derece özenli olarak özensiz giyinmiş yatak saçlı Bobo tarafından alınarak hemen Cihangir'deki gizli yeraltı tapınağına götürülür. Gizemli günlükteki şifreli yazı çözüldükçe siz değerli okuyucularımıza burada ne olduğuna ilişkin daha detaylı bilgi verebilmeyi umuyoruz.

Otomatik moderasyon modu: İkiden fazla kişinin müdahil olduğu konuşma/tartışma/vb. de herkese hak verme eğilimi taşıyan kişiye dikkat edin. Bir süre sonra moderasyona geçtiğini fark edeceksiniz. Moderasyon Bobo'nun kendi kendine koyduğu özgün olma şartını ortadan kaldırdığından her tecrübesiz Bobo'nun kaçınılmaz olarak meylettiği bir yöntemdir. Gerçek Bobo'ların ise moderasyona geçtiğini sadece başka bir gerçek Bobo anlayabilir. Cihangir'deki tapınakta Bobo konseyi üyesi olarak geçirdiği 27 yılın sonucu kişilik bölünmesi yaşayan bir Bobo ustasının alter egosunun yazdıklarından çıkarabildiğimiz kadarıyla 9 üyeli Bobo Büyük Konseyi'nin her 9 üyesinin de eş zamanlı olarak moderatörlük yaptığı haftalık toplantılar gerçekleştirilmektedir.

Özenli özensizlik: Bunu açıklamaya pek gerek yok. Gerçek bir Bobo tarz sahibi olmamayı tarz haline getirmiştir. Bunun için kemik gözlükler vb. kullanmasına katiyyen gerek yoktur. Bobo Büyük Konseyi üyelerinin tercihleriyle oluşturulan ve toplamı her bir Konsey üyesi için 1 sayfa ayrılmak üzere 9 sayfayı geçmeyen bir moda kılavuzunun Cihangir'deki tapınağın en önemli gelir kaynaklarından olduğu söylenir.

Yazı dizimiz devam edecek.